7 Şubat 2008 Perşembe

Doğum Günü Adası '08

One Goal to Go. (19 is gay)

Genel olarak kendiminki de dahil olmak üzere doğum günü denen özel günleri pek kaale almayan ben, bugün nedense bir şeyler yazma ihtiyacı duydum. Bundan 19 yıl önce dünyaya geldikten sonra ilk çocuk paranoyası yaşayan ailem tarafından Körfez Savaşı bahanesiyle gönderilip bağlandığım İzmir’de kutladım 19. Yaşımı.

O çok beklediğin 18. yaş içinde ne değişti hayatında derseniz, göreceli cevaplar veririm. Zaten ‘2007’de ne olmuştu yahu?’ konulu bir önceki post’umda geçtiğimiz yıl içinde hayatımı nelerin etkilediğini anlattım yüzeysel olsa da, 18 yaşında olmanın ise barda cafede kimlik aramalarından tırsmama (çocuk muamelesinden kurtulma, çocuktuk lan) ve o kimliğin yanında bir de sürücü ehliyeti çıkartabilme dışında pek getirisi olmadı. Ancak şöyle şeyler oldu ki bu güne not düşmeden geçmeyeceğim:

18 yaşındayken;

-Hayatımda yaşadığımı düşündüğüm ilk aşkı bitirdim.

-Kalıcı sakal bırakma çalışmasına başladım, sürekli kesiyorum n’olucak lan bu böyle?Leonidas olacağıdık?

-Balıkesir Fen Lisesi’nden durup dururken mezun oldum, n’oldu ne bitti anlamış değilim.

-17 Haziran’da malum sınava girip datmin olamadım, yenisi varmış ona girmeye karar verdim.

-Baba ocağında sınava hazırlandığımdan, iyice Smyrna Boy oldum. İzmir güzel tabi, deniz,kızlar, jantlar hehehJ

-ZOR isimli metal müzik mecmuasındaki yazarlık macerama resmi olarak başladım.

-Yıllardır takip ettiğim Level, dergi rafımdaki yerini Oyungezer’e bıraktı. Hoş.

-ÖSS’den önceki 1 ay içinde İzmir Final’de, yazın Antalya’da, yeni öğretim döneminde yine İzmir Final’de bir dolu güzel insanla tanıştım. Bir de ZOR tayfası var ki, onlara hiçbirşey diyemiyorum, teker teker, *YOU ROCK!*

Evet azizler, olay budur. 2008’e giriş yazısında beklentilerden arınmış bir insan olacağımdan bahsetmiştim az biraz, bu durum bir süre daha devam edecek gibi. 19 yaşımın içinde malum sınavı bu sefer datmin edici bir şekilde atlatayım, sınavdan 5 gün sonra Hellfest ‘08 için Paris’e giden uçakta olayım, Fallout 3 Oblivion kopyası bir şey olarak çıkmasın istiyorum, birkaç özel isteğim daha var tabi bunları çıkışta konuşmak istiyorum Tanrı ile. (çıkış, yani exodus, lan?!)

Artık 19 yaşında olduğum bu günü beraber geçirdiğim özel insan, yıllar sonra karşıma “böh!” diyerek çıkıveren Ezgi’mden bahsetmeden olmaz. Geçen Mayıs’tan beri İzmir sınırları dahilinde geçirdiğim çok az günde bu kadar eğlendim, yıllar sonra bile aynı seviyede anlaşabilmemizin nedeni Pokemon değil Ezgi’cim emin ol:) İyi ki doğmuşum ulan dedirten insanlardan olduğun için sağol.


Son durum ve düşünceler; seneye bu zamanlar hala gezegen üstünde yürüyor olursam 20’li yaşlardan falan bahsetmem gerekecek. O yüzden “genç” olduğum bu günlerden o günlere şöyle sesleniyorum, “Don’t go down to sorrow!” Ve evet, 65daysofstatic eşliğinde yazıya nokta koyuyorum, Music is Music as Devices are Kisses is Everything.

Hiç yorum yok: